Anasayfa / Tarih Bilimleri / Terimler / Mitoloji Sözlüğü / Genel / Türk Mitoloji Sözlüğü A
Türk Mitolojisinde Albıs
Albıs

Türk Mitoloji Sözlüğü A

A | B | C | Ç | D | E | F | G | H | I | İ | K | L | M | N | O | Ö | P | R | S | Ş | T | U | Ü | V | Y |

Abahan – Türk Mitolojisinde efsânevi hakan. Aba Han, Apa Han veya Abakan (Abağan, Abığan)
Han olarak da bilinir. Abakan boyunun ve Hakasların atası olarak kabul edilir.

Abası (Abahı, Abazı; Yakutça: Aбаасы/Aбааһы) – Yakut mitolojisinde, kötülükleri
simgelediklerine inanılan ve korunmak için kendilerine kurbanlar sunulan, kötü ruhlara verilen
ad.

Abdal – Türk tasavvufunun en üst mânevî mertebelerinden birinin adıdır. Birçok Türk toplulğunda
bu inanca rastlanmakta, bazen da Derviş veya Baba da denmekteydi.

Abra – Türk mitolojisinde yeraltı yılanı. Abura veya Apra olarak da bilinir

Abzar İyesi – Türk mitolojisinde avlunun koruyucu ruhudur. Abazar İyesi olarak da ifâde edilir.

Adagan Han – Türk ve Altay mitolojisinde Dağ Tanrısı. Atagan Han veya Adahan Han olarak da
bilinir. Dağları ve üzerinde yaşayan varlıkları korur. Özellikle dağlardaki at ve sığır sürülerinin
koruyuculuğunu yapar. Buralardaki canlılara zarar verenlere çok kızar. Eski biçiminin Pataghan
olduğunu ileri süren görüşler vardır. Koruduğu varlıkları kıskandığı söylenir.

Adak – Herhangi bir dilek yerine geldiğinde karşılığında yapılacağı veya verileceği söylenen şey
ve bunun sonucunda insanın kendisini Tanrıya karşı yükümlü kıldığı durum. Osmanlıca Nezir
kelimesinin Türkçe karşılığıdır.

Adapa (Adaba) – Mezopotamya mitolojisinde yaratılmış ilk insandır. Adapa antik bir Sümer
kralıdır, Sümer’in krallar listesinde ulusun ilk lideri olarak geçer.

Adsız – Türk halk kültürü ve mitolojisinde henüz kahramanlık yapmadığı için adı koyulmamış
çocuk.

Adzız (Atsız) Hanım – Kötülük Tanrıçası’dır. Kötülükler yapar, adı olmadığı için bu kötülükleri
kimin yaptığı bilinmez. Adı olmayan kötülük, bu âleme değil farklı bir evrene, başka bir boyuta
aittir. Adsız Hatun’un, henüz kahramanlık gösteremediği için ad alamayan çocuklara
ilişeceğinden korkulur. Adsız, Adı olmayan demektir. Aynı zamanda at sözcüğüyle de bağlantılır
ve bu bağlamda atsız olmak adsız olmakla eşdeğer tutuluyor olabilir.

Aha Han – Türk ve Altay mitolojisinde Hayvan Tanrısı. Ahağa Han da denilir. Hayvanları Korur.
Hayvanların ağası, onların efendisi olarak görülür. Ülgen tarafından yabâni hayvanların ve
onların yavrularının sorumluluğu kendisine verilmiştir. Türk kültüründe insanların diğer
canlılarla, hayvanlarla, bitkilerle ve hattâ cansız varlıklarla kardeş olarak görülmesinin en güzel
dışavurumlarından birisidir. Yakutlardaki Aha adlı ırmak tanrıçası ve Anadoludaki Aka adı verilen
Ana Tanrıça le de ilgilidir. Kimi görüşlere göre Aka Hanım ile aynı kişiliktir, fakat aralarında
cinsiyet farklılığı bulunduğu dikkate alınmalıdır.

Ağaç Ana – Türk mitolojisinde ve halk kültüründe Ağaç Tanrıça. Farklı şivelerde Ağaç (Ağaş,
Ağas, Yağaç, Yığaç, Cığaç, Eves) Ana olarak da bilinir. Moğolcada Mod ve Modun (Modon) Eçe
olarak söylenir.

Ağaç Ata – Türk Mitolojisinde ve halk kültüründe Ağaç Tanrı. Farklı şivelerde Ağaç (Ağaş, Ağas,
Yağaç, Yığaç, Cığaç, Eves) Ata olarak da bilinir. Moğolcada Mod ve Modun (Modon) Eçege
olarak söylenir.

Ağaç İnancı – Ağaçların saygı gösterilmesi gereken bir ruha sâhip oldukları ve bunun bereketi
etkilediği düşüncesinden kaynaklanan bir anlayıştır.

Ağaç İyesi – Türk halk kültüründe ve mitolojisinde ağacın koruyucu ruhu. Değişik lehçelerde
Ağaş (Ağas, Yağaç, Yığaç, Cığaç, Eves) İyesi olarak da söylenir. Moğolcada Mod (Modun,
Modon) Ezen olarak geçer.

Ağal (Āl) – Yakut ve Altay mitolojisinde “Ruh çağırma”. Özellikle ataların ruhlarının yardım
etmesi için bazı ritüellerle çağrılmasıdır. Yaygın olarak kullanılan iki anlamı vardır.

Ağan (Ān) – Türk, Altay ve Yakut mitolojisinde iki anlamı bulunur:

  1. Bir saygı sözcüğüdür. “Aan” biçimiyle Yakutça’da geçer. Ruhların, kutsal varlıkların,
    Tanrıların ve Tanrıçaların adlarının önünde bir saygı ifadesi olarak yer alır. Tıpkı “Hazreti
    (Hz.)” kelimesinin taşıdığı gibi bir anlamı bulunur. Ör: Aan Kubay Hotun (Ağan Kübey
    Hanım).
  2. Ayrıca dua anlamına da gelir. Yakarma, Tanrıya yalvarma demektir. Dua kavramı
    yeryüzündeki neredeyse bütün dinlerin özünde yer alan temel unsurlardan biridir.
    Sözcük, eski bir fal kitabı olanb “Irk Bitik”te de aynı anlamda kullanılmaktadır. Eski bir
    Türk Sözlüğü’nde, “Tövbe” şeklinde açıklanmıştır.

Ağar Han – Türk, Altay ve Yakut mitolojilerinde Canlılar Tanrısı. Yeryüzündeki tüm sürecin
işleyişinden, insanlardan ve diğer canlılardan sorumludur. “Ürüng Ar Toyon” ile aynı kişilik
olduğu öne sürülür. Karsının adı Arıl Hatun’dur.

Ak Ana – Türk, Tatar, Altay, Yakut, Çuvaş mitolojilerinde Deniz Tanrıçası. Değişik Türk dillerinde
Ağ Ana, Ürüng Ene, Şura (Sura, Sor) Ene olarak da bilinir. Moğollar ise Sagan (Sagağan, Saj) Ece
olarak anarlar.

Ak Ata – Türk, Tatar, Altay, Yakut, Çuvaş mitolojilerinde Deniz Tanrısı. Değişik Türk dillerinde Ağ
Ata, Ürüng Ede, Şura (Sura, Sor) Ede olarak da bilinir. Moğollar ise Sagan (Sagağan, Saj) Ecege
olarak anarlar.

Ak Kızlar – Türk ve Altay mitololojisinde İyilik Tanrıçaları. Ağ Gızlar da denir. Ülgen Han’ın
kızlarıdırlar. Kıyanlar adı da verilir. Sanat ve estetik anlayışı konusunda insanlara ilham verirler.
Hiçbirisinin ismi bilinmez. İsimsiz olmaları bu dünyadan onları tamamen uzak kılar. Kıyan
sözcüğü aynı adlı bir Moğol boyunu çağrıştırmaktadır. Türk-Moğol tarihinde Kıyat ve Kıyan adlı
iki akraba boy vardır ve Akoğlanlara da Kıyat adı verilmesi bu boylarla alâkalıdır. Ak Kızlar,
Kamların esin perileri olan Tanrı Ülgen’in dokuz kızıdırlar. Adlarını kimse bilmez. Tanrısal
saflıkları ve güzellikleri nedeniyle ak olarak anılırlardı. Herkese saz olan gamsız guguk kuşu ile
oynaşıp, gülüşüp, eğlenirlerdi. Ak, Altay Türkçe’sinde cennet demekti. Şaman davullarına
resimleri yapılır, kimi zaman da putları şaman cüppelerine dikilirdi.

Ak Oğlanlar – Türk ve Altay mitolojisinde İyilik Tanrıları. Ağ Oğlanlar veya Ak-Erler de denir.
Ülgen Han’ın oğullarıdırlar. Kıyatlar adı da verilir. Yedi kardeştirler. Yedi Altay boyunun
koruyucusudurlar. Yedi Kat yeraltını sembolize ederler. Kıyat sözcüğü aynı adlı bir Moğol
boyunu çağrıştırmaktadır. Moğollarda Kıyat ve Kıyan adlı iki akraba boy vardır. Ak Oğlanların
adları şu şekildedir:

Akbuğa – Türk ve Altay mitoljisinde Tıp Tanrısı. Akböğe (Akböke, Akbüke, Akbüğe) olarak da bilinir. Hekimlerin koruyucusudur. Kolunda taşıdığı büyük beyaz bir yılan ile simgelenir. Hekimler kendisine dua ederler ve yardım dilerler. Elinde bilgiyi ve bilgeliği temsil eden bir asası vardır. Bu asa ile kime dokunursa hemen iyileşir. Ak Yılanı ise yeryüzündeki yılanlardan farklı olarak ağulu (zehirli) değildir. Onun ağusu ilaçtır, her tür hastalığı sağaltır.

Aksakallı – Türk halk kültüründe ihtiyar ihtiyar adam. Değişik Türk dillerinde Akhagallı, Ağsagallı, Aksahaltı olarak söylenir. “Göksakallı” tabiri de kullanılır. Yaşlı adam, dede. Bir yörenin tanınmış en yaşlı erkeği. İyi niteliklere sahiptir. Ayrıca anlatılarda iyicil özellikler taşıyan yaşlılar ve dedeler için kullanılır.

Aksaçlı – Türk halk kültüründe ihtiyar kadın. Değişik Türk dillerinde Aksaşlı, Ağşaşlı, Akçaçtı
olarak söylenir. “Göksaçlı” tabiri de kullanılır. Yaşlı kadın, nine. Bir bölgenin tanınmış en yaşlı
kadını. İyi niteliklere sahiptir. Çoğunlukla bu dünyada kimsesiz ve yalnızdır. Yolda kalmış,
evinden uzak, yabancı kahramanlar daima, tesâdüfen böyle bir ninenin evine sığınır ve orada
konaklarlar, dinlenirler. Bazen de Aksaçlı, otalar (ilaçlar) hazırlayarak yiğidin yaralarını iyileştirir.
Ettiği dualar hep kabul olur. Asvir edilirken “gümüş saçlı” mecazı da tercih edilir. Örneğin
Sogotoh destanında Sabıya Bay Toyun ve Sabıya Bay Hotun adlı bir ihtiyar karıkocanın adı
geçer. Dünyadaki hemen her medeniyette yaşlılık ve onun simgesi olan ak saçlar deneyimi ve
bilgeliği simgeler. Erkekler için Aksakallı tabiri kullanılır.

Aktu – Türk ve Altay mitolojisinde İyilik Tanrısı. Kötülüğe dair içinde hiçbir duygu yoktur.
Kendisine bağlı olan diğer iyilik ilahları Aktular olarak çoğul biçimde kullanılır. İyilik tanrılarıdır.
Fin (Suomi) mitolojisindeki Su tanrısı Ahtı (Ahto)’yu akla getirmektedir. Göğün üçüncü katında
otururlar.

Akça Han – Türk, Anadolu ve Altay mitolojilerinde adı geçen söylencesel hakan. Ak Han veya Ağ
Han da denilir. (Ak Ata ile karışmaması için Akça Han biçimi tercih edilebilir.) İyiliği temsil eder.

Al Ana – Türk, Altay, Tatar, Yakut ve Moğol mitolojilerinde Kötülük Tanrıçasıdır. Hal Ana olarak
da bilinir. Kızıl renkli giysileri olan, kızıl saçlı bir kadındır. Kötücül ruhlar olan Albıslar kendisine
bağlıdır. Çirkin, saçları dağınık, gözleri kanlı, uzun tırnaklı, uzun boylu, çok kuvvetli olarak
tanımlanır.2 Deveyle güreşebilecek kadar uzun olduğu söylenir. Bazen Albıs ile özdeş olarak
düşünülür fakat aslında tüm Albısların başı ve yöneticisidir. Türk halk anlayışında de Al Ana
karşılığında Al Ata şeklinde eril bir varlık bulunmaz. Fakat Moğollaradaki Gal Han (Gal Eseg “Ateş
Ata”) kökensel benzerlik itibariyle Ala Ana’nın yansıması olarak düşünülebilir.

Alahçın – Türk mitolojisinde Yaşam Tanrıçasıdır. Alahçın Hanım veya Alahçın Hatun olarak
anılır. İsminin önünde kimi zaman sıfat olarak Yakutça bir kelime olan “Aan” kullanılır.

Alankova – Türk / Moğol mitolojisinde özellikle Moğolların soyundan geldiklerine inandıkları
ana. Alanguva, Alanhova, Alangova da denir.

Alasığın – Türk, Altay ve Moğol mitolojilerinde Kutsal Geyik. Değişik Türk lehçe ve şivelerinde
Alageyik (Alakeyik, Alakiyik) veya Alabolan (Alabulan) ya da Alabuğa (Alabuğu) olarak da
bilinir. Moğollar ise Kubamaral (Govamaral, Guvamaral) derler. “Gökgeyik / Kökgeyik” tabiri
de kullanılır. Yalnızca “Sığın” olarak da ifâde edilir.

Alaz Han – Türk ve Altay mitolojisinde Ocak Tanrısı. Alas Han olarak da bilinir. Evlerdeki ateşi
korur. Evcil hayvanların da koruyuculuğunu yapar. Ocak ve içindeki ateşi kutsaldır ve ona saygılı
davranılmalıdır. Aksi takdirde Alas Han kızarak yangın çıkartır. Türklerde gökyüzü büyük bir çadır
olarak düşünüldüğü için, ev tanrısı olan bu ruh, yeryüzünün sıcaklığına da müdahale eder. Ülker
burcunun altı yıldızı göğün altı deliğidir ve oradan sıcak hava üfler. Böylece yaz gelir.

Alazlama – Türk ve Altay halk kültüründe Ateş Tedavisi. Yalazlama (diğer bazı Türk dillerinde
Alaslama veya Yalaslama) olarak da bilinir.

Alaş Han – Kazak mitolojisinde söylencesel hakan. Alaşa Han da denilir. Alaş boyunun kurucusu ve Kazakların atası olarak kabul edilir. Diğer Türk boylarınca da büyük saygı gösterilir. İslâmiyet öncesi Türklerin savaşırken Alaş! Alaş! diye bağırdıkları bilinmektedir. Alaş Han’ın oğlunun adı Kazak Han’dır.

Albastı – Türk ve Altay mitolojilerinde bir çeşit kötü ruh ve onun neden olduğu ruh çarpması. Albıs’ın (veya Alkarısı’nın) neden olduğu ruh hastalığı.

Albıs – Türk ve Altay halk inancında ve kültüründe Cadı anlamına gelir. Albız, Albas, Alpas ve Moğolcada Almas, Anadoluda “Alkarısı” olarak da bilinir. Albastı’ya neden olan kızıl renkli kötü varlık.

Aldacı – Türk ve Altay mitolojisinde Ölüm Tanrısı. “Aldaçı Han” olarak da bilinir. Yeraltı tanrısı Erlik’in insanların canını alması için yeryüzüne gönderdiği ve onun elçisi olduğuna inanılan kötü ruh. Ölüm meleği. İslâmiyet sonrası Azrail ile özdeşleşmiştir.

Alıgan Han – Türk, Altay ve Moğol mitolojisinde Güney Tanrısı. Moğollarda 99 Güney Tanrısının1
başıdır. Algan Han olarak da bilinir. Moğollarda Budizmin etkisiyle birincil yön Doğu olarak değil
Güney olarak yer almış olmalıdır. Alığ Han ile de bağlantılı olması muhtemeldir.

Alığ Han [Azəricə: Alığ Xan] Alığ Han – Türk ve Altay mitolojisinde Körler Tanrısıdır. Bir dağ ruhudur. Kör bir ihtiyardır. Alı Han (Alı Xan) veya Alu Han (Alu Xan) olarak da bilinir.

Alkarısı – Türk, Anadolu ve Altay halk inancında lohusa dönemindeki kadınlara ve atlara musallat olduğuna inanılan yaratıktır. Efsânenin temeli Şamanizm’e kadar uzanır. İnanışa göre lohusaların ve yeni doğmuş çocukların ciğerleriyle beslenir. Alkarısından korunmak için çeşitli çarelerin olduğuna inanılır. Lohusa kadını yalnız bırakmamak, ışıkları sürekli yakmak, başucuna Kuran koymak, yüzünü kırmızı örtüyle örtmek bunlardan bazılarıdır. Albastıya neden olduğuna inanılır. Albıs adlı yaratık ile de alâkalıdır.

Alkıma – Türk halk kültüründe hayırdua. Olumlu dilekte bulunma.

Allay Han – Türk ve Altay mitolojilerinde Vatan Tanrısı. Alay Han veya Alıy Han olarak da bilinir.
Vatanı korur. Işıklı bir görüntüsü vardır. Karısının adı da aynıdır (Alay Toyon ve Alay Hatun olarak
bilinirler). Yurduna ihanet edenlere hastalık ve bela getirir. İlk Ata olan Elley ile adında bir
bağlantı vardır. Fakat aynı kişi olduklarını öne sürmek pek mümkün görünmemektedir. Halay
sözcüğü de toplumsal birlikteliğin simgesel bir dışavurumudur ve aynı kelime kökünden gelir.
Karısının adı da Allay Hanım’dır.

Alma Ata – Türk ve Orta Asya mitolojilerinde özellikle Kazak efsânelerinde adı geçen söylencesel evliya.

Alma Hanım – Türk / Moğol mitolojisinde Savaş Tanrıçası. Özellikle Moğollarda savaşçı tanrıça
olarak yer alır. Türk kültüründe kadınların savaşçılığı yaygın olup, bu realite masallarda ve
mitolojide de yansımaktadır. Türk-Moğol algılayışında kadın hiçbir zaman eve kapatılıp,
saklanan biri değildir. Sosyal hayatta aktif rol alır. Moğol kaynaklarında Alma Hatan (Alma
Hatun) olarak bahsi geçer.

Alp (veya Âlp) – Türk ve Altay efsânelerinde ve masallarında genel olarak Cengâver anlamına
gelen sözcük. Alıp veya Alpagut (Alpağut, Alpavut) da denir.

Alp Er Tunga veya Âlp Är Tonğa (Altay Türkçesi: İlb Er Tonga) – efsânevi bir Türk hakanıdır.
“Alp” (yiğit, kahraman, bahadır), “Er” (erkek, adam) ve “Tonğa” (babür, kaplan) anlamındadır.
Zaman zaman Saka Hanı olarak bahsedilir.

Alpamış – Türk ve Altay mitolojilerinde söylencesel kahraman. “Alpamsı Han” olarak da bilnir.
Bâzen de çok yaygın olmasa da Manas’ı çağrıştıracak biçimde Alıp Manaş adı verilir.

Altay Han – Türk, Altay ve Moğol mitolojisinde Dağ Tanrısıdır. Bazen Altın Tanrısı olarak da
görünür. Altın Han, Altun Han, İlten Han olarak da söylenir. Moğol mitolojisinde Altan Han
veya Alt Han olarak bilinir.

Altındağ – Türk, Altay ve Moğol mitolojilerinde kutsal dağ. Değişik Türk dillerinde Altantav,
Altantağ, Altuntah, Altantak ve Altaytav olarak da söylenir. Moğolcada Altanavla veya
Altanula olarak bilinir. Bozdağ (Boztav, Pustak, Pustag) ve Tazdağ (Tastav, Taztağ, Dazdağ)
sözcükleri yine bu dağı nitelemek için veya eşanlamlı olarak kullanılır.

Altay Dağları (Rusça: Алтай, Türkçe Altay = Ayın altı veya “Al tay, kırmızı at yavrusu” ) – Orta
Asya’da konumu Kazakistan sınır bölgesi, Rusya (Sibirya), Moğolistan ve Çin’e kadar varan sıra
dağlar. Altay dağları kuzeybatıdan güneydoğuya doğru uzanan üç parçadan oluşur. Bunlar Rus-
Altay’ı, Moğol-Altay’ı ve Gobi-Altay’ı olarak adlandırılırlar.

Altınkazık – Türk, Altay ve Moğol mitolojilerinde Kutup Yıldızı. Altankazguk veya Altunkazuk
şeklinde de söylenir. Demirkazık (Temürkazuk) veya Demirçivi (Temürçivi) olarak da bilinir.
Moğol kültüründe ise Altanhadas (Altankadas, Altanhadak, Altanhadah) denir.

Altınçağ – Türk mitolojisinde, halk inancında ve toplumsal felsefede mükemmel dünya ideali.
Devr-i saadet. Değişik Türk dillerinde Altınçak veya Altanşak olarak da söylenir. Moğolcada
Altangalav veya Altangalab olarak bilinir. İnsanların mutluluk, zenginlik ve huzur içinde özgür ve
kavgasız yaşadığı geçmiş bir dönemi anlatır. Kimileri ise bunu geleceğe yönelik bir ütopya
(düşülke) hâline getirerek, insanların üst düzey bir bilince ulaştığı, toplumsal bir yapıyı anlatmak
için kullanmıştır. İnsan psikolojisinin doğal bir sonucu olarak geçmişe özlem veya gelecekte daha
güzel bir dünya umudu hemen her toplumda bir biçimde kendisini dışavurmuştur. Bu ülke
geleceğin mükemmeliyetçi bir tasarımı olabileceği gibi geçmişte var olduğu düşünülen kusursuz
bir dönemin özlemi şeklinde de görülebilir. Örneğin İslâmiyetle birlikte Dört Halife dönemi
Altınçağ olarak adlandırılmaya başlanmıştır.

Amazonlar – Anadolu, İskit ve Yunan mitolojisinde tamamen kadın savaşçılardan oluşan tarihi bir kavimdir. Sarmatya’nın Scythia ile sınır bölgesinde yaşamışlardır. Amazon savaşçılar genellikle Yunan savaşçılarla savaşırken resmedilmiştir. Helenistik ve Roma çağı tarihte Ön Asya’ya birçok Amazon saldırısından bahsedilir. Antik Çağda Amazonlar birçok tarihi kavimle ilişkilendirilmiştir. Günümüzde amazon ismi genel olarak kadın savaşçı ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır.

Ama Hanım – Türk ve Altay mitolojilerinde Yaratıcı Tanrıça. Amma Hanım olarak da söylenir.
İskitlerdeki Apa (Abay) adlı Tanrıça ile arasında bir bağ olması1 da muhtemeldir. Umay ile aynı
Tanrıça olduğu ileri sürülmektedir. Sümerlerde de Ama adlı bir Tanrıça mevcuttur. Anadoluda
ama, eme, apa, ebe gibi sözcükler hep kadın akrabaları anlatır. Bazen evi koruyan bir Tanrıça
olarak adı geçer.

Ambar Ana – Türk ve Altay mitolojisinde Dişilik Tanrıçası. Kadınları ve kadınların yaptığı işleri
gözetir1. Kadınların çalışmalarına bolluk verir. Kendisi için yapılan törenler vardır. Kadın
şamanlar ondan yardım dilerler.

Ana (Ene, İne) veya Ög (Ök) ayrıca Moğalca’da Eci (Ece, Ezi, Ese, Ez, Eh) – Valide. Soyundan
gelinen dişil kişi. Bir insanı doğuran kimse.

And veya Ant – Türk ve Moğol halk kültüründe ve inancında yemin demektir. Moğolcada Anda
veya Andgay denir.

Andar Han – Türk ve Altay mitolojilerinde Ateş Tanrısı. Andır Han olarak da bilinir. Ateşi korur.
Bazen kızarak yeryüzünde yangınlara neden olur. Elinde bir yola (meşale) ile betimlenir. Saçları
ateştendir. Gözleri alev saçar. Heybetli ve kaslı bir görünümü vardır. Meşalesi kendiliğinden hiç
sönmeden sürekli yanar. Bitkilerin koruyucu Tanrısı olarak da görülür. Yeraltının veya
cehennemin koruyucusu olarak da söylenir.

Anka Kuşu (Ankā veya bir diğer ismiyle Zümrüd-ü Anka) – efsânevi bir kuştur. Pers mitolojisi kaynaklı olsa da zamanla diğer Doğu mitoloji ve efsânelerinde de yer edinmiştir. Türk mitolojisinde karşılığı Tuğrul Kuşu’dur.

Arah Han – Ruh tanrısıdır. İnsan ruhları hakkında karar verir. İnsanın geleceğini belirler. Yer altı
âleminde yaşar.

Aran İyesi – Türk ve Tatar halk kültüründe ahırın koruyucu ruhu. Damız İyesi veya Kitre İyesi
olarak da bilinir.

Arank (Arañ) – Türk ve Tatar mitolojisinde Su Cini. Arang veya Anank (Anang) olarak da söylenir. “Aranklar” şeklinde çoğul olarak anılırlar. Sayıları çok fazladır. Suyun içinde olduğu kadar su dışında da yaşarlar ve her taraf onlarla doludur. Suların akışına hükmederler; sular onların müdahalesiyle hızlı veya yavaş akar. İyicil varlıklardır, nadiren kötü davranırlar. İnsanları korurlar. Bazı kutlu kişiler onları egemenlikleri altına alabilirler. Çölde susuz kalıp ölme noktasına gelen kişilere yardım ederler. “Eren” sözcüğü ile bağlantılı görünmektedir. Türk halk kültüründe çölde susuz yolculuk yapan veya suya ihtiyaç duymadan çölde yaşayan evliya kıssaları anlatılır. Suların akışına hükmederler. Yaran adı verilen bir türlerinin bulunduğu da söylenir veya bu kelime bazen eşanlamlı olarak da kullanılır.

Arat – Türk ve Altay mitolojisinde korkunç Dev Balık. Ölüm Balığı. Arağıt, Arağut, Aravut olarak
da bilinir. Moğol kültüründe Aratan veya Arağatan olara yer alır. Baykal gölünde veya
yeraltındaki büyük denizde yaşadığına inanılan efsânevi devâsa balık. Zaman zaman yeryüzünde
yaşayan insanlardan kurban ister. Ağzı gırtlağının altında, gözü ise ensesindedir. Belkemiği ters
çevrilmiştir. Zincirlerle bağlı tutulur. Başını ve vücûdunu oynatınca depremler olur, tufanlar
kopar. “Ker Balık” olarak da adlandırılır. Şimdiye kadar yuttuğu tüm canlılar orada yaşarlar.
Orası başka bir âlem gibidir. Pustag (Bozdağ) adlı Dünya Dağının hemen altındaki sularda yaşar.
O her kıpırdadığında yer titrer. Alt çenesi yere üst çenesi göğe değer. Çenelerinden biri yazı ve
sıcağı, diğer çenesi ise kışı ve soğuğu getirir. Ters görünümlü olması onun öteki âleme ait
olduğunun en önemli göstergesidir. Türklerde büyük ırmak balıklarına Irgay adı verilir ve bu
isimle kökensel olarak bağlantılı olması muhtemeldir. Yeryüzünün taşınmasının bir balıkla
ilişkilendirilmesine pek çok toplumun söylencelerinde rastlanır. Adı Abra ve Yutpa ile birlikte
anılır.

Arboğa (Ärboğa) – Türk mitolojisinde yarı insan, yarı boğa olan yaratık. “Yarboğa” veya
“Erboğa” bazen de Arbuğa olarak adlandırılır. Dişi olanları için “Işboğa” denilir. (Iş sözcüğü
Moğolcada dişilik belirtir.) Boğa ve Buğu sözcüğü pek çok Türk lehçesinde Geyik anlamında da
kullanılır, bu nedenle bazen yarı insan yarı geyik olarak görülebilir. Yarı insan ve yarı hayvan olan
varlıklara dünyada pek çok kültürde rastlanır. Kimilerinde alt kısım hayvan, belden yukarısı
insandır, bazılarında ise kafa, hayvan başı biçimindeyken alt taraf insan şeklindedir. Türk
mitolojisine Yunan kültürünün etkisiyle girmiş olması muhtemeldir.

Ardov (Ärdov) – Türk mitolojisinde su cini. Ardoy, Erdov veya Erdoy olarak da bilinir. İnsana zararı yoktur. Bu varlığın uzaklaşması için, ölü gömüldüğünde mezarın başında üç gün ışık yakılır.1 Geceleri atları kaçırır ve sabaha kadar koşturup kan ter içinde bırakır. Uzun boylu, sarışın ve çok güzel bir kadındır. Su kaynaklarında yaşadığına inanılır. Köşeye sıkışınca bir kuyuya veya dereye girip kaybolur. Çuvaş mitolojisindeki Vudaş (Vutaş) ile büyük benzerlikler gösterir.

Arpağ – Türk ve Altay mitolojisinde ve halk kültürlerinde efsun anlamına gelir. Büyülü söz,
mistik dua, sihir demektir. Arbağ (Arba) veya Arvağ (Arva) olarak da söylenir. Yine aynı kökten
türeyen Arvaş, Arbaş, Arbış, Arbuz sözcükleri de aynı anlamları içerir.

Arçura – Türk ve Çuvaş mitolojisinde Orman Cini. Arçuray (Arçurı, Arsurı, Arçuri) olarak da
söylenir.

Asar (veya Āsar) – Türk, Altay, Moğol ve Tibet mitolojilerinde Tanrılar Yurdu. Azar olarak da
söylenir. Tanrıların yaşadığı Gökyüzü demektir. Aynı sözcük ilah anlamına da gelir. Azeri ulus
adının buradan türediğini ileri süren bazı görüşlerde mevcuttur.1 Tibet ve Moğol metinlerinde
de yer alan, hattâ İskandinav mitolojilerinde dâhi benzer bir sözcükle “Aesir” şeklinde Tanrılar
topluluğunu ifâde eden ortak bir unsurdur. Asarı sözcüğü de Tibetçede Göksel Tanrıları
tanımlamakta kullanılır. Moğolcada asar çadır demektir. Türklerde göğün büyük bir çadır olarak
algılanması fikrinin bir başka örneğidir. Çok Tanrılı dinlerin neredeyse tamamında Tanrılar
topluluğunun insanlardan uzak bir yerde (genelde göklerdeki bir dağda) yaşadığı inancı
yaygındır.

Asana (Asena, Asäna veya Aşina) – Türk mitolojisinde önemli bir rol oynayan efsânevi bir dişi
kurdun doğurduğu on erkek çocuğtan biri.

Aşına [Azəricə: Aşina]
Aşına (Aşina)
– Göktürklerin bir soyu. Efsâneye göre Aşina soyu bir dişi kurttan türemiştir.
Hunlar, Çinlilere yenildikten sonra han, 500 Aşina ailesi Cücenlerin bölgesine gelmiş ve onların
vasalı olmuştur. Bu Türkler Orta Asya’da yaşayıp demircilikte ileri gitmişlerdir. Aşina soyu Dulu
ve Nuşibi kollarına ayrılırdı.

Aşapatman (Çuvaşça: Ашапатман) – Türk ve Çuvaş mitolojisinde tıp tanrıçası.

Aşık Oyunu (Tacikçe: Oşuk, Moğolca: Şagay, Çakay, Kırgızca: Çükö) – koyunların ve keçilerin arka bacaklarında bulunan dört yüzlü kemikle oynanan bir oyun.

At – Türk, Moğol ve Altay halk kültüründe, halk inancında ve mitolojilerinde kutlu hayvandır.
Yunt (Yont, Yond) veya Yabu (Yabı, Yabak, Yafak) ya da Yılkı (Cılkı) olarak söylendiği Türk dilleri
de vardır. Moğollar Adu (Aduğ, Adagu) veya Mor (Morın) derler. Toynaklı, dört ayaklı, memeli
yük hayvanıdır.

Ata (Ede, Ete, İte) veya Og (Oğ, Ok); Moğolca: Esege, Ecige, Eçige, Etseg, Etzeg – Soyundan
gelinen eril kişi. Baba.

Atay Han – Türk ve Moğol mitolojilerinde Ceza Tanrısı. Suçluları cezalandırır. Hiçbir suçu cezasız
bırakmaz. Ordusunda 6666 tane yenilmez askeri vardır. Galta Ulan (Kızıl Ateş) olarak da bilinir.
Karısının adı Mayas’dır. Moğol mitolojisinde çok önemli bir yere sahiptir, üst düzey Tanrılar
arasında yer alır. Moğollara göre 44 Doğu Tanrısının başıdır. Üç oğlu vardır. (Üç Şaraday
Han’lar): – Sagan Hasar, – Şara Hasar, – Hara Hasar.

Atlama – Mitolojik bir terim olarak Olağanüstü Yolculuk demektir. Genel olarak sıçrayarak bir
engeli aşma, Ayakların yerden kesilmesiyle birlikte başka bir yere konma anlamına gelir.

Avul İyesi – Türk, Altay ve Moğol mitolojilerinde köyün koruyucu ruhudur. Değişik Türk
dillerinde Avıl (Ağıl) İyesi şeklinde de söylenir. Moğollar Ayıl Ezen derler. Köy İyesi olarak da
bilinir.

Ay Ata (ya da Ay Dede) – Altay’ların Tengricilik inancında Ay Tanrısı olarak görülebilecek bir kutsal varlıktır ve Gök Âleminin altıncı katında oturur. Bu inanca göre Ay Dede insanların ilk Büyükbabası ve Gün Ana
ilk Büyükannesidir.

Ay Han – Türk ve Altay mitolojisinde Ay Kağanı. Moğolca da Sara Han veya Hara Han olarak
bilinir. Oğuz Han’ın ikinci eşinden olan oğludur. Ongunu kartaldır. Kartal hükümranlığı simgeler.
Buryatçada Hara sözcüğü Ay demektir (Moğolca Sara), bazı kayıtlarda Oğuz Han’ın babasının adı
Kara Han, iken bazı kaynaklarda Ay olarak gösterilmesi bu kelime benzeşimi nedeniyle olabilir.
Hâlbuki gerçekte Ay Han, Oğuz Han’ın oğlunun adıdır. Ay pek çok kültürde dişil bir varlıktır,
ancak Türklerde hem dişi hem de erkek Ay Tanrısı mevcuttur. Fakat özellikle vurgulanması
gereken husus, Ay Han’ın bir Tanrı değil, kutsal bir kişi olarak kabul edildiğidir. Ay sözcüğü
burada nitelik veya özellik değil bir sıfattır. Ay Ata ile karıştırılmamalıdır.

Aya – Türk ve Altay mitolojisinde İyi Ruh. Ayalar biçiminde çoğul olarak kullanılır. Hayırsever
ruhların ve meleklerin genel adıdır. Çoğunlukla gökyüzünde yaşarlar. 17 farklı iyicil ruh
kategorisinin tamamını anlatır. Karşıtı Aza’dır. Yeryüzündeki tüm yaratıcılığın, bereketin,
sevginin kaynağıdırlar. Ayaçı (Ayatçı) tabiri yaratıcı ruhlar için kullanılır. Ayıhı şeklinde de ifâde
edilir. Bu tabir Yakut mitolojisinde Abası’nın karşıtı olarak yer alır. Türklerde, İslâmiyetteki melek
sözcüğünü karşıladığını öne sürenler de bulunmaktadır.

Ayaz Ata – Türk, Altay ve Orta Asya mitolojilerinde, özellikle Kazaklarda ve Kırgızlarda Soğuk
Tanrısı. Noel Baba ile de özdeşleşmiş durumdadır. Ayas Han olarak da bilinir. Ay Işığından
yaratılmıştır. Soğuk havaya neden olur. “Ak Ayas” olarak adı geçer. Ülker burcunun altı yıldızı
göğün altı deliğidir ve oradan soğuk hava üfler. Böylece kış gelir. Ayaz tüm Türk coğrafyasında
yakıcı soğuk anlamına gelir ki, Ayın gökte rahtalıkla görüldüğü açık havalarda meydana geldiği
için Ay Tanrısının (veya ona bağlı Ayas Han’ın) gönderdiği düşünülmüştür. Bir tür Noel Baba
olarak düşünülebilir. Hattâ Kazaklarda birebir Noel Baba ile özdeşleşmiştir. Kimi kültürlerde kışın
soğukta ortaya çıkan ve kimsesizlere, açlara yardım eden bir evliyadır. Hıristiyan Azizi olduğu
yönünde görüşler de vardır. Fakat dilbilim ve kültürel olarak Türk kültüründe zaten var bulunan
bir kişilik olduğu kesindir. Kimi görüşlere göre Ayas Han ile aynı kişidir. Kazaklarda kışın
karşılanması ile ilgili olarak Soğumbası isimli bir eğlence bulunmaktadır. İlk karın yağması ve ilk
soğuğun vurması ile kutlanan bayramdır. Bu bayramla bir ilgisi olması muhtemeldir. Azericedeki
Şahta Ata “Şaxta Baba (Azerice)” sözcüğü de yine birebir çeviriyle Soğuk Ata veya Ayaz Ata
anlamına gelir.

Aydın Ata – Türk mitolojisinde efanevi ozan. Âşık Aydın olarak da bilinir. Müzisyenlerin,
şairlerin, âşıkların, ozanların atasıdır. İnsanların rüyâlarına girip şairlik ve ozanlık yeteneği verir.
Rüyâsına girdiği kişiler onu aydınlık bir ışık huzmesi içinde görürler. Kutsal ışık (nur) şeklindeki
bu aydınlık suyu ve saflığı simgeler. Sıradışı güçleri vardır.

Ayı Ana – Türk ve Altay mitolojisinde Ayı Tanrıça. Farklı Türk dillerinde Azı (Adı, Azığ, Adığ) Ana olarak da söylenir. Moğollar Bavgay Ece derler. Bazı Türk boyları ayıdan türediklerine inanırlar. Finlerde ayı en kutsal hayvan olarak kabul edilir. Kahverengi ayı bu toplumda ayrı bir öneme sahiptir. Fin (Suomi) halkı Ural kökenli olup Türklere komşu bir kavimdir ve İskandinavyaya göç ederek orada devlet kurmuşlardır. Ayı; gücü, toprağı, savaşçılığı büyüklüğü simgeler. Ayı tırnağının ve pençelerinin koruyuculuğuna inanılır. Modern ekonomi/borsa teorilerinde Ayı Eğilimi yukarıdan aşağıya doğru vurulan pençeyi, yâni değeri düşen kıymetlerden kâr elde etmeyi anlatır ve bu benzetmenin yapılmış olması insanın ne kadar çağdaş olursa olsun daima içinde ilkel bir yön bulunduğunu açıkça ortaya koyar. Gerçi bu durumun doğrudan Türk söylenceleriyle bağlantılı olduğunu söylemek mümkün değildir fakat pek çok kültürün de ortak algılayaşlarının olduğu muhakkaktır. Yâni söylencelerin de kendine özgü yönleri olduğu kadar diğer toplumlarla benzer ve aynı zihinsel süreçlerle ortaya çıkmış olan taraflarını da göz ardı etmemek gerekir. (Karşıt: Boğa Eğilimi). İnsanoğlunun korktuğu şeye saygı duymasının ve onu yok etmeye çalışmak yerine onunla özdeşleşerek onun gibi olmayı amaçlamasının en güzel örneği Ayı Ana ve Ay Ata kavramlarıdır.

Ayı Ata – Türk mitolojisinde Ayı Tanrı. Farklı Türk dillerinde Azı (Adı, Azığ, Adığ) Ata olarak da
söylenir. Moğollar Bavgay Ecege derler. Bazı Türk boyları ayıdan türediklerine inanırlar. “Aba
Tös” adlı ongun da ayıyı betimler. Aba (Ebe, Ebüge) bazı boylarda ayı anlamına gelmektedir.

Ayıhı – Türk, Altay ve Yakut mitolojilerinde iyi ruhlar. Ayığı olarak da söylenir. İyilik yapan
ruhlardır. Melek anlamında da kullanılmıştır. Yeryüzünde iyilik yapan insanları korurlar. Yoldan
çıkanları ise yalnız bırakırlar. Karşıtı Abası’dır.

Ayığ Han – Türk, Altay ve Yakut mitolojilerinde Gökyüzü Tanrısı. Ayıh Han olarak da söylenir.

Aykun Han – Türk mitolojisinde Güç Tanrısıdır. Aykoyun Han da denir.1 Gücü ve kuvveti
sembolize eder. İktidar, otorite kavramlarını içerir. Koyun Türk kültüründe gücün
sembollerinden birisidir. Aslında sâkin ve uysal bir hayvan olan koyunun bu şekilde algılanması
birkaç sebebe dayalı olabilir. Öncelikle erkeğinin (koçun) boynuzları olması. Çünkü boynuz güç
sembolüdür. İkinci olarak ne kadar çok koyuna sâhip olunursa o kadar zengin olunduğunun,
dolayısıyla o kadar çok nüfuzlu olunduğunun anlaşılması. Bir başka görüşe göre de koyunun
renginin çoğunlukla beyaz olup (nâdiren de siyah), bu nedenle bu renklerin iktidar ve otoriteyi
vurgulaması ve bu yöndeki bir algısal çağrışımın oluşması.

Aylanu (Aylânu) – Türk mitolojisinde ve halk inancında can değiştirme, yâni bir başkasının
yerine kendi canını verme, “Öz Yerine Öz” anlayışı. Aylanı da denir.

Aysar – Türk ve Anadolu halk inancında değişken karakterli kişi ve onun değişken karakteri. Ay’a
(ayın
hareketleri ile evrelerine ve belki de dünyaya olan mesafesine) bağlı olarak karakteri ve
huyu değişen kişi1 ve onun yaşadığı psikolojik durum. Aysamak fiili de aynı şekilde bu değişken
ruh halini ve sonuçlarını anlatmakta kullanılır. Batı mitoloji ve masallarında yer alan ve
dolunayda kurda dönüşen Erbörü (Kurt Adam) motifi bu anlayışın bir dışavurumudur. Ayın
hareketleri ve evreleri insanoğlunun daima ilgisini çekmiş ve bunlara değişik anlamlar
yüklenmiştir.

Ayzıt – Türk ve Altay mitolojilerinde Güzellik Tanrıçası.1 Ayığsıt (Ayıhıt veya Ayısat) Hanım da
denilir. Aşkın ve güzelliğin simgesidir. Ongunu kuğudur. Kuğular bu nedenle kutsal sayılır ve
dokunulmaz. Kuğular biçim değiştirmiş kutsal kızlar olarak kabul edilir. Ayığsıt gümüş tüylü bir
kısrak biçimine bürünebilir ve gökten yeryüzüne bu şekilde iner. Kısrak kılığındayken kuyruk ve
yelelerini kanat gibi kullanır. Ormanlarda dolaşmayı sever. Ak bir kalpağı, çıplak omuzlarında ak
bir atkısı vardır. Çocukları ve hayvan yavrularını korur. İnsanlara sevgi ilham eder. Sarayının
kapısında ellerinde gümüş bakraçlar ve gümüş kamçılar bulunan yasakçıları (bekçileri) vardır. Bu
yasakçılar kötü insanları içeriye almazlar. Ayzıt’ın kızları vardır. Onlar da kuğu kılığına
bürünebilirler. Ayzıt’ın kızları büyülü beyaz bir tülü giyinince kuğuya dönüşürler. Beyaz Turna
kuşu da diğer simgelerinden biridir. Sümerlerde Ay Tanrıçası olan Ay’a da ışık saçmaktadır ve adı
da bu anlamla bağlantılıdır. Aşk her zaman ışıkla ve parlaklıkla simgelenmektedir. “Aşk ateşi
gözlerimi kör etti” ifadesi bunun en belirgin anlatımıdır.

Aza – Türk, Altay, Yakut, Çuvaş ve Moğol mitolojisinde kötür ruh. Asa şeklinde de söylenir.
Moğollar Ada derler. Azalar biçiminde çoğul olarak kullanılır.

Azar-Bazar [Azəricə: Azar-Bəzar]
Azar-Bazar, Azerbaycan Türkçesinde, “her tür hastalık” manasına gelir. Yılın son Çarşamba
gününde, Azerbaycan kırsal bölgelerinde tüm evlerin önünde ateşler yakılır ve herkes ateşin
üstünden atlayarak, “Azarım-Bazarım, bu ateşin üstüne dökülsün” der.3 Buradaki “Azar-Bazar”,
şeytanî ruhların adlarıdır. Sonradan anlam kaymasına uğrayarak “her türlü hastalık” içeriğini
ifâde etmeye başlamıştır.

Azmıç – Türk ve Balkar mitolojisinde Kayıp Cini veya Yol Cini. Aznıç veya Azıtkı (Azıktı) olarak da
bilinir. Karaçay-Balkarların inançlarına göre Şeytani bir ruh. Belli bir görüntüsü yoktur.1 İnsanlara
düşmandır, kurbanları tek başına yola çıkan insanlardır. Azmıç bu insanları onu tanıyan birisinin
sesiyle çağırır. İnsan dönüp cevap verirse Azmıç’ın buyruğu altına girer. Azmıç da bu insanı
kayalıklardan aşağı atar. Tek başına yola çıkan insanları kandırıp götüren ve kaybeden kötü
ruhtur. Tanıdığı birisinin sesiyle bu insana seslenir. Eğer bu sesi duyan kişi geriye dönüp bakarsa
onu alır götürür ve kaybeder. Kılıktan kılığa girer.2 Bir insana en sevdiği kişi gibi gözükebilir.
Böylece insanları peşine takıp azıtarak, dağa, uçuruma, ırmağa götürüp buralara düşürerek
ölmesine neden olur. Congolos’a benzer.

Azna Han – Türk ve Altay mitolojisinde Fesat Tanrısı. Yaygın olarak Ayna Han adıyla da bilinir.
Adna Han da denir. Yeryüzünde kargaşa çıkarır. Kötülüğe dair tüm nitelikleri bünyesinde
barındırır. Fırsat bulduğunda İnsanlara ve yeryüzüne zarar verir. Yeraltında yaşar.

Terimler etimolojisi ve hakkında daha geniş bilgi için bkz. Karakut, Deniz. (2012). Türk Söylence Sözlüğü. Dijital Baskı.

A | B | C | Ç | D | E | F | G | H | I | İ | K | L | M | N | O | Ö | P | R | S | Ş | T | U | Ü | V | Y |

Hakkında Abdullah Cinkara

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*

x

Check Also

Etnografya

Etnografya (Kültür Bilimi) Toplumların kültürel özelliklerini (örf, adet ve geleneklerini) inceleyen bilim dalıdır. Etnografyanın ortaya ...