Anasayfa / Tarih Bilimleri / Terimler (sayfa 4)

Terimler

Terimler

Tarihte Bu Gün ; 1 Mart 1958 İzmit Körfezi Üsküdar Vapuru Faciası

1 Mart 1958’de İzmit – Gölcük arasında sefer yapan Üsküdar isimli vapurun, İzmit iskelesinden hareket ettikten sonra Derince yakınlarında şiddetli rüzgâr sebebiyle batması, Japonya sahillerinde batan Ertuğrul Gemisi’nden sonra Türkiye denizcilik tarihinin bilançosu en ağır deniz kazasıdı …. Daha yolun başlangıcında dümen dolabının kilitlenmesi sonucu hiçbir manevra kabul etmeyen vapur, Soğucak mevkiinde birden şiddetlenen lodos’a karşı koymaya çalışır. Hava aniden ...

Devamını Oku »

Türklerin Ana Yurdu Türkçedir

Türkçemize Sahip Çıkalım

“Ana dili” (native/national language, mother tongue) sözü, bir benzetmenin ötesinde, gerçek bir “ana”, gerçek bir “ilk” oluşu ifade etmektedir: “Pek çok dil öğrenilebilir veya sonradan edinilebilir; fakat yalnızca bir tanesi, bebeklikten bir dil topluluğunun üyesi olana kadar geçilen yol ve geçirilen zaman içinde, doğrudan doğruya yaşanarak, denemesi yapılarak öğrenilebilir. Öğrenilen yabancı dile veya edinilmiş dile tezat oluşturan millî dil (denenmiş ...

Devamını Oku »

Roma – Bizans Nümizmatik Sözlüğü

MÖ. 405-367-Sicilya-sikkesi

Æ : (AE) Latince aes’den türemiş, altın ya da gümüş içermeyen Bakır ya da bronz birimler için kullanılan kısaltma. Akakia, anexikakia : Ortasında beyaz mendil bağlı mor ipekten silindirik nesne, torba; içinde ölümü simgeleyen toz bulunurdu. AR : Nümismatikte gümüş için kullanılan kısaltma. Latince argentum’dan gelmektedir. Arka Yüz : Sikkelerde ikinci derecede önemli olan yüz. Üst kalıpla basılan taraftır.Genellikle sikkelerin ...

Devamını Oku »

Vakıf Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü – A

Vakıf Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü

ÂBÂ – ECDÂD: âbâ eb’in, ecdâd cedd’in çoğuludur. Eb, baba, ced, büyükbaba demektir. Neseb ve veraset gibi hususlar bakımından “baba” ve “büyükbaba/dede” hukukta bazı meselelerde bahis konusu olur. Neseb, ortak bir asıldan ve müteakiben birbirinden husule gelen şahıslar arasındaki birleşme ve bağlantıdan ibarettir ki biri tûlen, diğeri arzen olmak üzere iki kısma ayrılır. Tûlen nesep baba, oğul, torun gibi asıl ...

Devamını Oku »

Vakıf Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü – B

Vakıf Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü

ATIN: Lugatta karn ve kabileden küçük olan oba gibi manalara gelir. Örfen nesebde derece manasında kullanılır. Mesela, vâkıf vakfının gelirini batnen ba’de batnin evlad ve evlad-ı evladına şart etse derecede önce olan batın vâkıfın çocukları ve ikinci batın, çocuklarının çocukları ve üçüncü batın, çocuklarının çocuklarının çocuklarıdır. BATNEN BA’DE BATNİN: Nesilde derece derece demektir ki tertibe delâlet eder. Binaenaleyh batnen ba’de ...

Devamını Oku »

Vakıf Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü – C – Ç

Vakıf Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü

C CÂBİ-İ VAKF: Vakfın gelirini toplayan tahsildâr demektir. Vakfın büyüklüğüne göre vakıflara bir veya birkaç tahsildar tayin olunur. Bunlar vakıfların gelir ve vâridatını toplarlar. 2762 sayılı Vakıflar Kanununun 22. maddesi câbilik hizmetini kaldırmış ancak, büyük vakıflarda Genel Müdürlüğün izni ile katip ve tahsildâr kullanılmasına müsaade etmiştir. CÂMEKİYYE: Vakfın gelirinden hizmet ve vazife sahiplerıne verilen aylık, bahşis, atiyye demektir. Bir bakımdan ...

Devamını Oku »

Vakıf Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü – D

Vakıf Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü

DÂNİK: Bir dirhemin altıda biridir. Çoğulu devâniktir. DÂRU’L-ACEZE: Acizler yurdu anlamındadır. Âciz ve çalışıp kazanmak kudretinde olmayan kimsesiz, ihtiyar, hasta ve malülleri barındırıp besleyen hayır müesseselerine denir. DÂRU’L-AKÂKİR: Akâkir, akkârın çoğuludur. Akkâr, devada kullanılan nebata veya nebatın köküne denir. Dâru’l-akâkir ilaçlarda kullanılan nebat ve köklerinin korunduğu yerdir. DÂRU’L-HADÎS : Hadîs okutulan medreselerdir. Hususiyle Sivas’ta ve Sultan Süleyman Külliyesinde tesis olunan ...

Devamını Oku »

Vakıf Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü – E

Vakıf Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü

EBEVEYN: ebin ikilidir. Tağlib suretiyle ana ve baba demektir. “Li-ebeveyn kardeş” denir ki ana ve babaları bir kardeş demektir.Tağlib, bir münasebetten dolayı bir lafzı diğer bir manaya şâmil surette kullanmaktır. İşte burada evvelen eb asıl olmak münasebetiyle mecazen anaya da teşmil olunarak ikil sigayla ana ve baba ifade olunmuştur. EBNÂİYYE VAKIF : Vakfın tevliyet veya geliri “ebnâ ve ebnâ-i ebnâya” ...

Devamını Oku »

Vakıf Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü – G

Vakıf Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü

GABN: Alım satım gibi ivazlı muamelelerde, aldatmak manasınadır. GABN-I FAHİŞ: Gabn aldanmak demektir ki iki kısımdır. Biri gabn-i fahiş, diğeri gabn-i yesirdir. Gabn-i fahiş, urûzda yani kumaş ve metâ gibi mallarda onda birin yarısı, hayvanlarda onda bir, akarda beşte bir miktarı veya daha ziyade aldanmaktır. Urûz tartılan ve ölçülen mallara da şâmildir. Diğeri gabn-i yesirdir ki yukarıda gösterilen mikdardan az ...

Devamını Oku »

Vakıf Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü – H

Vakıf Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü

HABBÂZ: “Hubz” maddesindendir. Arapça hubz, ekmek; habbâz, ekmekci manasınadır. İmaret, hastahane gibi vakıflarda geçen bu tabir müessesenin ekmeğini pişirip hazırlayan demektir. HÂCEGÂN: Devlet dairelerinde yazı işlerinin başında ve defterdarlık ve nişancılık vazifelerinde bulunanlardır. Divan-ı Hümayun katiplerine (hâcegân-ı divân-ı hümâyûn) denirdi. Hâcegân tabiri Osmanlılardan evvelki bazı İslam Devletlerinde de kullanılan bir tabirdir. HADEME-İ HAYRAT: Hayır müesseselerinde vazifesi olanlardır. HADEME-İ MERDÂ: Hastalara ...

Devamını Oku »