Anasayfa / Tarih Bilimleri / Kitaplık / Yeni Kitap: Asya’da Kılık Değiştirerek Yolculuk
Asya’da Kılık Değiştirerek Yolculuk
Asya’da Kılık Değiştirerek Yolculuk

Yeni Kitap: Asya’da Kılık Değiştirerek Yolculuk

Asya’da Kılık Değiştirerek Yolculuk Bir İngiliz Subayının Anadolu, İran ve Hindistan Hatıraları

Asya’da Kılık Değiştirerek Yolculuk
Asya’da Kılık Değiştirerek Yolculuk

Bu eser İngiliz subay Charles Edward Stewart’ın (1836-1904) bir çeşit otobiyografisidir. Aslında yazarın günlüklerinin sonradan düzenlenmesi ile oluşturulmuştur. Yazar uzun süre Hindistan’da görev yapmış. İran’da da toplam on üç sene bulunmuş, Tebriz, Reşt ve Meşhed konsolosluğu yapmış. Doğu’yu ve özellikle de İran’ı iyi tanıyor. Eserin ilk bölümde 1854 yılından sonra Hindistan’daki askerî hizmetini anlatır. Özellikle Sepoy İsyanı kısmı önemlidir. Türkiye’de bu alanda rahmetli Yusuf Hikmet Bayur’dan sonra pek bir şey yazılmadı. Stewart’ın yazdıkları sadece bizzat gördüğü olaylardan ibarettir. Yani isyan hakkında genel bir tablo sunmaz. Yine de bana ilginç göründü.


Yazarın Osmanlı topraklarında 1869 tarihli ilk seyahati daha ilgi çekicidir. Aşağı yukarı İskenderun, Urfa, Diyarbakır, Cizre, akabinde Dicle Nehri üzerinden Cizre, Musul, Bağdat ve Basra Körfezi güzergâhını izliyor. Yolu üzerindeki yerleşkeler hakkında yer yer ilginç bilgiler veriyor. 1880 yılında İran’a giderken de Anadolu’dan geçiyor. Önce İstanbul’a uğruyor, İstanbul’u biraz tasvir ediyor. Sultan Hamit’i de görüyor. Ardından gemiyle Trabzon’a geçiyor, Zigana Geçidi’nden atla Gümüşhane’ye, oradan Bayburt ve Ilıca’dan Erzurum’a gidiyor. Bölgeden geçtiği tarih 93 Harbi’nin hemen sonrası olduğu için savaşın yol açtığı perişanlığa tanık oluyor. Sonra Bayezid’den Urmiye tarafına geçiyor. Kaçarların idaresindeki İran hakkında epeyce bilgi veriyor. Tahran’ı ve yolu üzerindeki Urmiye, Kazvin gibi şehirleri anlatıyor. Oradan İsfahân’a iniyor. İsfahân’ı biraz daha ayrıntılı anlatıyor. Orada Ermeni at tüccarı kılığına girerek Horasan’a gidiyor. Bu seyahati Ruslarla Türkmenlerin II. Göktepe Savaşı’na denk düşüyor. Ruslar kaleyi ele geçirdiklerinde yazar Göktepe’nin karşısındaki Deregez’deydi. Bir süre sonra Herat’taki gelişmeleri takip etmesi için bu şehrin yakınlarındaki Haf’a gönderiliyor. Haf’tayken Güney Horasan’ın ciddi bir bölümünü geziyor ve epeyce ayrıntılı anlatıyor. O sırada Eyüp Han İngilizleri henüz yenmiş ve Afganistan Emiri Abdurrahman Han, Eyüp Han’ı Kandahar’dan çıkardığında yazar Haf’taydı. Ardından Afgan Sınır Komisyonu’nun başkan yardımcılığına atanıyor ve bir süre komisyonla seyahat ediyor. Bunların dışında birçok kez Bakü’ye gidiyor ve özellikle de petrol çıkarma faaliyetlerini, petrolün kullanım alanlarını ve Rusya’nın bu konuda geliştirdiği uygulamaları anlatıyor. Eserde petrolün gemilerde ve trenlerde kullanımıyla ilgili bir ek de vardır.
Doğrusu beni en çok Türkmenlere dair verdiği bilgiler cezbetti. Uzun süre Türkmen topraklarının güney sınırında bulunduğu için Türkmenler hakkında epeyce bilgi toplayabilmiş. Nihayet eserde 19. yüzyılın ikinci yarısında Doğu’nun genel durumunu anlamaya epeyce yardımcı olabilecek bilgiler veriyor.

Eseri ilk kez doktora yaparken okudum ve tercüme etmeye karar verdim. Listemde daha ön sıralarda idi ama geçen yaza nasip oldu. Eserde verilen bilgileri mümkün olduğunca ve bilgim yettiğince notlandırmaya çalıştım. Özellikle Türkmenlerle ilgili bölümleri notlandırırken bu eserden istifade edecek araştırmacıları verilen mahsus bir bilgiye dair başka kaynaklara yönlendirmeyi amaçladım. Notlarda yazarın kendi millî hassasiyetlerinden ötürü anmak istemediği hususları da belirtmeye gayret ettim. Stewart’ın genel olarak Türklerin aleyhinde bir ifadesi yok. Hatta gerek Osmanlı Türkleri gerekse İran’daki Kaçarlar hakkında olumlu ifadeler kullanır. Yine de Türk okuyucuyu rahatsız edebilecek kimi ifadeleri var. Onları da bilimsel ilkelere bağlılığın gereği olarak tam ve olduğu gibi tercüme ettim. Eserde zikrolunan bütün yerleri koordinat indeksinde gösterdim. Bazı arkadaşlarım eserin sonundaki o karmaşık rakamların ne işe yaradığını soruyorlar; onları herhangi bir tarayıcıya yazınca karşısında yazılı yerin tam konumunu görebiliyorsunuz. Eserde iki de harita vardır ama hangi kalitede basıldıklarını henüz ben de görmedim. Özellikle Horasan haritası yazarın bizzat yaptığı saha inceleme çalışmaları temelinde hazırlanmıştır ve yayımlandığı tarihe kadar yapılmış en iyi haritadır. Kitaba kavramlar ve terimler sözlüğü ekledim. Eser toplam 119 bin kelimedir. Kitapların hacmini kelime olarak ifade etmeye alıştım ve öyle ifade edilince benim için daha anlaşılır oluyor. Kitap daha çok roman gibidir. Onu özenle Türkçeleştirdim; beğeneceğinizi umuyorum. Böyle eserlerin ilgili döneme ve bölgelere dair tarih çalışmalarının niceliğine ve niteliğine katkıda bulunmasını arzu ediyorum.

Dr. Resul Şahsi

Hakkında Abdullah Cinkara

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*