Mamul: Yapılmış, işlenmiş, ham halden çıkarılmış.
Mebu: Milletvekili.
Merkantilizm: Bir devletin zenginliğinin değerli madenlere (altın, gümüş) sahip olmaktan ibaret olduğunu ve bunların nasıl elde edilip koruyacağını anlatan İktisadı” görüş.
Metropol: Bir ülkedeki sosyal ve ekonomik bakımdan en önemli ve en büyük şehirlerden.
Mîrî: (mir: Emir, bey). Devlete ait, beylik.
Monarşi: Miras yoluyla İktidarı elinde bulunduran kişi (sultan, İmparator, kral, melik) ve ona bağlı kimselerce devlet idaresinin yürütüldüğü siyasi” rejim.
Muhtariyet:
- Kendi istek ve seçimine göre davranma hali,
- Bir topluluk veya kuruluşun kendi kendini yönetme yetkisi ve hakkı, 3. Kendi başına ve bir takım imtiyazlarla yönetilen eyaletin hali. Özerklik.
Mutlakıyet: Siyası” iktidarı bir hükümdarın kayıtsız şartsız elinde bulundurduğu yönetim şekli, monarşi. Bu rejim taraftarına mutlakıyetçi denir.
Mülteci: iltica eden, sığınan, (iltica: sığınma)
Müsadere: Suçlu görülen bir kimsenin, işlediği suçun karşılığı olarak, mal Varlığına el konması. Osmanlı örfi” hukukuna göre, görevinden alınan (azledilen) yüksek dereceli memurların servetine el konabiliyordu.
Mütareke: İki tarafın anlaşarak geçici bir süre için savaşı bırakmaları, silah bırakma, ateşkes.
Müttefik: Biriyle söz ve güç birliği yapmış, antlaşma ile bağlı.
A | B | C – Ç | D | E | F | G | H | I – İ | K | L | M | N | O – Ö | P | R | S – Ş | T | U – Ü | V | Y | Z