Anasayfa / Uygarlıklar (Medeniyetler) Tarihi / Afrika Tarihi / Bir Caninin(II. Leopold) Kongo’daki İdari ve Ekonomik Uygulamaları

Bir Caninin(II. Leopold) Kongo’daki İdari ve Ekonomik Uygulamaları

Bir Caninin(II. Leopold) Kongo’daki İdari ve Ekonomik Uygulamaları ve Koruyucusu Avrupadan ilk Tepkiler

Kongo, ilk olarak 15.yy’da Kongo nehri ağzından Portekiz gezginlerin ve tüccarların gelmesi ile Avrupalılar ile tanışmıştır. O dönem bu bölgede hakimiyet süren Kongo Krallığı, Portekizli tüccarlar ile ticari faaliyetlerde bulunmuşlardır. O yıllarda başlarına geleceklerden habersiz yerli halk köle ticaretinin kurbanı olmamak için yabancılara sıcak bakmıyordu. Avrupalılar ise coğrafi keşif olarak tanımladıkları, insanlığın, belli düzeyde bir medeniyetin, halkın ve yönetimin olduğu bu toprakları kendi hakkıymış gibi sömürüyor halkını kendine köle ediyordu.

Aslında bütün dünyaya Kongo halkını Arapların köleleştirmesinden kurtarmayı taahhüt
eden II. Leopold bakıldığında köle ticareti yerine daha zalimce bir sistemi Kongo’da
uygulamaya koymuştur. Kongo’da takip ettiği yöntem Afrika’nın yerel nüfusunu kullanarak
bölgenin doğal kaynaklarını adeta kurutmuştur. Hayatı boyunca hiçbir zaman Kongo’ya ayak
basmayan Leopold askerî güç kullanarak tüm Afrikalı toplulukları fildişi ve yabanî kauçuk
toplamak için çalıştırmıştır. Bununla da kalmayarak Kongolular söz konusu ürünlerin
limanlara, pazarlara ve ticaret merkezlerine taşınması için gerekli olan başta liman, kara ve
demir yolu olmak üzere lazım olan alt yapının inşasında çalışmaya zorlanmışlardır.

Belçika kralı bu geniş ülkeyi elinde tutmak için yerlilere karşı baskılarını arttırınca
İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından protesto edildi. Kölelik kaldırılmış olsa da
madenlerin işletilmesi ve ziraî alanlardan daha fazla ürün alınabilmesi için ahali zorla
çalıştırıldı. Leopold ve birlikte iş yaptığı özel şirketlerin başvurdukları kota uygulaması oldukça
tartışmalı bir yöntemdir. Uygulamaya göre günlük yapılması gereken birim işler belirlenerek,
Kongoluların bunları yerine getirmesi istenmiştir. Belirlenen kota tutturulamadığı zaman
çalışanların uzuvları kesiliyordu. Bazen bir köydeki kadın ve çocuklar kaçırılarak kota
doldurulana kadar rehin tutuluyorlardı. Özellikle bu ikincisi Kongo’da daha önce baskınlarda
bulunan Manyema kabilesinin yöntemleriyle birebir aynıydı.

II. Leopold Kongo’nun doğal kaynaklarını talan ederek büyük bir şahsî birikim
meydana getirmişti. Daha önce de bahsedildiği üzere ilk önce fildişi en önemli ihraç
maddesiydi. Sonraki yıllarda kauçuk dünya piyasalarında kârlı bir ürün konumuna yükselince
Kongo’da bu yönde bir üretime gidilmiştir. 1890’larda Berlin Konferansı’nda alınan birtakım
kararların uygulanması terkedilerek bölgeye yabancıların girişine kısıtlamalar getirilmiş ve
yerel halka angarya uygulanmaya başlanmıştır. Bunun bir sonucu olarak köleleştirme, insanlara
kötü muamele, hatta öldürülmeye kadar varan davranışlar yaygınlaşmıştır. Vergi olarak
ödemeleri gereken kauçuk kotalarında düşüş olması durumunda uzuvları kesilerek insanlar
sakat bırakılmaya başlanmıştır. Bu tür insanlık ihlallerin bölgede faaliyet gösteren misyonerler
tarafından mensubu bulundukları ülkelerin yetkili makamlarına rapor edilmesiyle yaşanan
insanlık dışı muameleleri ortaya çıkarmak için araştırma komisyonları kurulmuştur. Kötü
çalışma koşulları ve insanlık dışı muameleler neticesinde yerli halktan hayatını kaybedenlerin
iki milyon ile on beş milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. Avrupa kamuoyuna ulaşan
şikayetleri etkisiz kılabilmek için II. Leopold Yerlileri Koruma Komisyonu adıyla bir kurul
görevlendirmiştir. Uygulanan diğer taktikler arasında yayıncılara rüşvet verilmesi, eleştiri
sahiplerinin diğer ülkelerin kolonyal istekleri uğruna çalışmakla suçlanması, misyoner William
Henry Sheppard örneğinde olduğu gibi görgü şahitlerinin yaşanan insanlık trajedisi hakkındaki
raporlarının Protestanlarca Katolik din adamlarının karalanması olarak değerlendirilmesi yer
almıştır. Bu şekilde yaklaşık on yıl boyunca eleştirilerin önü alınmıştır.

İngiltere’de eski bir deniz taşımacılık şirketi Elder Dempster’de katip olarak çalışan
Fransa doğumlu Edmund Dene Morel Kongo’da kurulan korkunç askerî baskıyı ilk farkeden
kişidir. Esasında bölgeyi ziyaret eden seyyahların kaleme aldıkları eserlerde bu türden
baskılardan bahsedilmekle birlikte Morel durum hakkında somut verilere ulaşmıştır. Buna göre
Elder Dempster imzaladığı sözleşme gereği Boma ile Belçika’nın Antwerp şehri arasında
Serbest Kongo Devleti için taşımacılık yapmaktaydı. Fransızca bilmesinden ötürü görevli
olarak şirket adına Kongo’ya gönderilen Morel, burada şirketin Kongo Devleti için tuttuğu
hesap kayıtlarını incelediğinde Belçika’dan Kongo’ya gelen gemilerde sadece silah, zincir,
askerî gereçler ve patlayıcı olduğunu buna mukabil hiçbir ticarî meta bulunmadığını görür.
Kongo’dan Belçika’ya giden gemiler ise doğal kauçuk ve fildişi taşımaktadır. Morel II.
Leopold’ün Kongo’da uyguladığı sömürü hakkında önce Speaker adlı haftalık dergide yazılar
yazmış, daha sonra taşımacılık şirketinde istifa ederek West African Mail adlı gazeteyi
kurmuştur (1903). Morel konu hakkında birçok risale yayınladığı gibi Affairs of West Africa
(Batı Afrika İşleri) adlı ilk kitabı yayınlanmıştır (1902). Bu eserin bir bölümünde II. Leopold’ün Kongo’yu nasıl sömürdüğünü ihracat rakamlarıyla ortaya koymuş; ayrıca 1884-85 Berlin
Konferansı’nda alınan kararların nasıl çiğnendiğini yazmıştır.

Kongo Nehri’nde çalışan bir vapur kaptanı olan
Joseph Conrad’ın şahsî tecrübesini kitaplaştırdığı 1902’de
yayınlanan Karanlığın Kalbi (Heart of Darkness) adlı eserler
II. Leopold’ün bölgedeki idaresine karşı yükselen organize
olmuş uluslararası eleştirileri hareketlendirmiştir. Yaşanan
insan hakları ihlalleri ve fena istismarlar hakkındaki haberler
ve raporlar karşısında daha fazla tepkisiz kalamayan İngiliz
hükümeti bölgede bulunan Konsolosu Roger Casement’i
Kongo’da hüküm süren şartlar hakkında bir araştırma
yapmak üzere görevlendirmek zorunda kalmıştır (1903).
Casement yaptığı kapsamlı seyahat ve mülakatlar
sonucunda ulaştığı bilgileri detaylı bir rapora
dönüştürmüştür. Esasında Leopold’ün kauçuk terörü olarak
adlandırılan uygulamalarından daha önce bölgede
bulunmuş olan Casement araştırma yapmak üzere
gerçekleştirdiği turda gördükleri karşısında adeta şok
geçirmiştir. 1904 yılı başlarında basılan Casement Raporu adlı bu doküman II. Leopold idaresi
altında yerli halkın maruz bırakıldığı cinayetler ve suiistimalleri gözler önüne sermiştir. Rapora
göre Kongo’da bir angarya uygulaması söz konusudur, Leopold’ün askerî gücü Force Publique
işkenceler, zorla uzuv kesme, rehin alma ve cinayetlerle yerel halk sistemli bir şekilde istismar
ediliyordu. Raporun diğer bir yanı da daha önce Morel tarafından yazılanların ve konu
hakkındaki değerlendirmelerin doğru ve gerçerli olduğunu göstermesi olmuştur.
Casement Kongo’da iddialar hakkında incelemelerde bulunduğu sırada Morel’in
yazdıklarını okumuş, İngiltere’ye döndükten sonra kendisini bularak birçok görüşme
gerçekleştirmiştir. Bu görüşmeler neticesinde Casement Morel’i Kongo Reform Birliği’ni
kurmaya ikna etmiştir. Bu insan haklarına yönelik ilk kitle hareketi olarak nitelenmektedir.
Birliğin 24 Mart 1904’te Liverpool’da yapılan ilk toplantısında binin üzerinde katılımcı hazır
bulunmuştur.

II. Leopold’ün Kongo’daki uygulamalarının sert bir şekilde eleştirildiği Kral
Leopold’ün Monologu (King Leopold’s Soliloquy, Ohio 1905) adlı risaleyi kaleme alan
Amerikalı yazar Mark Twain gibi dönemin ünlü simaları Kongo Reform Birliği hareketini
desteklemişlerdir.

Sherlock Holmes romanlarıyla ünlü İngiliz yazar Arthur Conan Doyle’nin Kongo
Reform Birliği’nin çalışmalarını desteklemek üzere 1908’de yayınlanan Kongo Suçu (The
Crime of Congo) adlı risalesinde “kauçuk düzenini” eleştirmiştir. Bahsi geçen eserde
Kongo’daki idareyi Nijerya’daki İngiliz idaresi ile mukayese eden Doyle namuslu ahlaklı
olmanın ilkel insanları yönetenlerin öncelikle onlardan ne kadar fayda sağlanacağını değil
onları ne derece yükselteceğiyle ilgilenmelerini gerektirdiğini savunmuştur.

Kolları Kesilen Kongolu Çocuklar (Resim: SÖMÜRGECİLİK TARİHİ, YRD. DOÇ. DR. METİN ÜNVER)

Belçika hükümeti ve kamuoyu başlangıçta kralın
sömürgeci siyasetini eleştirirken daha sonra ülkeye büyük
menfaatler sağladığını görünce onu destekledi. Fakat
kralın aşırı harcamalarını kapatmak için yabancı
şirketlerden aldığı paralara karşılık Kongo’da onlara
büyük araziler satması sebebiyle zor durumda kalan
Belçika hükümeti 15 Kasım 1908 tarihinde ülkeyi resmen
sömürgeleştirdi.
II. Leopold’ün şahsî yönetimindeki Kongo’da
işlenen insanlık suçları hakkında yazılmış ve on beş dile
çevrilmiş olan Adam Hochschild’in Kral Leopold’un
Hayaleti: Sömürge Afrika’sında Açgözlülüğün, Dehşetin
ve Kahramanlığın Hikâyesi (King Leopold’s Ghost: A
Story of Greed, Terror, and Heroism in Colonial Africa,
USA 1998) adlı eser konunun çağımızda tüm çıplaklığı ile ayrıntısı olarak ele alındığı önemli
bir çalışmadır. Hochschild eserinde Kong’da sömürge idaresindeki soykırımı suçunu “büyük
unutkanlık” olarak tanımlayarak bir kez daha tartışmaya açmıştır.

Kongo’nun Belçika Hükümetine Devri
Kongo Reform Birliği bilhassa Morel Kongo’daki insanlık ayıbının sonlandırılması için
büyük bir gayret göstermişlerdir. Morel Amerika Birleşik Devletleri’ne giderek konu hakkında
başkan Theodore Roosevelt ile görüşmüştür. Reform Birliği Amerika Birleşik Devletleri’nde
bir şube açmış, Kongo’daki köle işçiliğini protesto etmek üzere iki yüzden fazla kitlesel
katılımcı gösteri düzenlenmiştir. Hareketin İngiltere’de zirve yaptığı dönemde konu hakkında
yıllık üç yüzü aşkın geniş katılımlı toplantı düzenlenmekteydi. Bunların bazılarına beş binden
fazla kişi katılmıştı. Kongo Reform Birliği’nin Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki
şubeleri, bunlara kayıtlı binlerce destekçisi, sürekli hale getirilen yoğun gösteri ve toplantı
faaliyetleri, basın-yayın aktiviteleri II. Leopold’ün Serbest Kongo Devleti’nin idaresini
bırakmak zorunda kalmasında başrolü oynamıştır denilebilir.

Uluslararası baskı ve
Belçika’daki Katolik ve İşçi
partilerinin eleştirileri neticesinde
Belçika Parlamentosu II.
Leopold’ün Serbest Kongo
Devleti’ni 15 Kasım 1908’de
devralmıştır. Bundan sonraki
süreçte söz konusu sömürge Belçika
Kongo’su adıyla bu ülkenin
parlamentosu tarafından
yönetilmeye başlanmıştır. II.
Leopold ertesi sene ölmüştür. 1908
yılına kadar ayrı bir devlet olarak
varlığını sürdüren Serbest Kongo
Devleti ile Belçika arasındaki ticarî
muamelelerden II. Leopold’ün
buraya 40 milyon altın Frank
harcadığı karşılığında altmış milyon
altın Franktan fazla gelir elde ettiği anlaşılmıştır. Aynı şekilde II. Leopold tarafından
Kongo’yu yönetmek üzere kurulan anonim şirketten 1880’lerde alınan hisseler 1914’e
gelindiğinde 64 katı değerine satılmıştır. Belçika hükümetinin tayin ettiği bir komisyon
tarafından hazırlan rapora göre Leopold’ün idaresi sırasında takip edilen insalık dışı muamele
Kongo Havzasında on milyon civarında insanın hayatına mal olmuştur. Diğer bir ifadeyle bölge
nüfusu yarı yarıya azalmıştır.

Sonuç olarak, II. Leopold Kongo’yu dönemin diğer örneklerinden oldukça farklı olarak
yani sahip olduğu donanma ve askerî güç vasıtasıyla ve bunları kullanarak değil devletlerarası
rekabet ve diplomasiyi kullanarak elde etmiştir. Yukarıda bahsedildiği üzere II. Leopold’ün
şahsî idaresi altında sömürülen Kongo’nun maruz kaldığı sömürgecilik rejimi sömürgecilik
tarihinde bu ülkenin farklı bir yere oturtulmasını gerekli kılmıştır.

 

YRD. DOÇ. DR. METİN ÜNVER’in SÖMÜRGECİLİK TARİHİ ders notlarından yararlanılarak hazırlanmıştır.

Hakkında Abdullah Cinkara

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*